- Kampüs Radyoları Hakkında Detaylar:
Üniversiteler öğrencilerin sadece eğitim öğretim gördükleri yerler değildir. Çünkü gençler burada sosyal becerilerini geliştirip okul sonrası hayatlarına da hazırlık yaparlar. Bu yüzden, öğrencilerin bu dönemde katıldıkları kulüpler, yer aldıkları sosyal faaliyetler büyük önem taşır. Kampüsler de bu açıdan zengin yerlerdir. Benzer ilgi alanlarına sahip gençlerin bir araya gelerek paylaşımlarda bulundukları birçok topluluk vardır. Bazı öğrenciler eğitim gördükleri alanlarla alakalı topluluklar seçerken, bazıları da daha çok ilgi alanlarına göre kulüpleri tercih eder. Nihayetinde kampüs radyolarının ortaya çıkışı da bu kulüpler vasıtası ile gerçekleşmiştir. Yayıncılığına gönül veren insanlar uzun yıllardır eğitim yuvalarının bünyesinde radyoculuk faaliyetleri yapmaktadır.
Birçok üniversitenin en az bir kampüs radyosu bulunur. Programların içeriklerinden müzik, podcast ve sunumlarına kadar, her şey öğrenciler tarafından belirlenip akabinde uygulanır. Talebeler buralarda özgürce canlı yayınlarını yapar ve seslerini duyurmayı başarır. Okullar da bu konuda gençleri tamamen özgür bırakmıştır. Dahası her imkanı da onların eline vermiştir. Üniversite radyolarının geçmişi Türkiye'de özel kanalların ortaya çıkışı kadar eskidir. Bazı okullarda farklı bölümlerden öğrenciler tarafından yönetilen birden fazla radyo kanalı bulunabilir. Genellikle internet üzerinden dinleyicilerine ulaşan bu stüdyolar arasında frekans bandı kullanana rastlamak çok da mümkün değildir. Zaten böylesi gençler için çok daha uygundur. Keza internetin sağladığı geniş ve özgür ortamı sonuna kadar kullanabilirler.
Her ne kadar bu mecraların genel ismi kampüs radyoları olsa da özellikle üniversite öğrencileri tarafından oluşturulmaları gerekmez. Lise radyoları, üniversite ya da lise mezunları tarafından okullarının ismi kullanılarak açılmış ortamlar da bu sınıfa girebilir. Bu tarz oluşumların sayıları da hayli fazladır. Ancak, çoğunluk elbette üniversite istasyonlarına aittir. Yayınlarda özgürlük en önemli unsurlardan biridir ve kendilerini asla kampüsle kısıtlamazlar. Günümüzde büyük dinleyici kitlelerine sahip, ülkenin her yerinden dinlenen ve bolca takipçisi olan üniversite stüdyolarının varlığı bunun kanıtıdır. Birçoğunun resmi web siteleri yanında ayrıyeten mobil uygulamaları da bulunmaktadır. Bu vesileyle daha çok kişiye ulaşma imkanına sahip olurlar.
Kampüs radyolarının sayıları arttıkça bu sektörde büyük bir rekabet de oluşmuştur. Zaman içinde sadece bilindik, büyük okulların değil Anadolu'nun küçük şehirlerinde bulunan üniversitelerin radyoları da bu rekabete katılmıştır. Elbette ki bu akademilerde gayet kaliteli içeriklerle dinleyicilerin karşısına çıkmışlardır. Kaliteli yayınlar ve ilgi çekici içerikler müdavimlerinin tercihlerini etkileyen faktörlerdir. Tabi ki gençler de bunun farkında olarak hareket eder ve kendilerine has akış planlamaları yapar. Radyoculuk genel olarak insanların bünyesinde görev tutmak istediği, önemli bir alandır. Kampüs radyolarında herhangi bir görevi üstlenen gençler ileride bu işi kendilerine kariyer olarak da benimseyebilir. Nitekim, üniversite radyolarından çıkıp büyük şöhret yakalayan birçok ünlü ismin olması da bunun en önemli kanıtlarından biridir. Beyazıt Öztürk bu alandaki en önemli örneklerden biridir.
Son olarak Türkiye Müzik Eğitimi Dergisi olan "Turkish Journal of Music Education (TJME)" ye destekleri için teşekkürlerimizi borç biliriz.